“Nerede o eski ramazanlar, nerede
o eski bayram coşkusu!” diye iç geçiren bir yakınınız mutlaka olmuştur
veya kendiniz bilakis böyle nostaljik öykünmeler hissetmişsinizdir.. Hep
anlatırlar ya, direkler arasında kurulan ramazan eğlenceleri, çadır
tiyatrosunda Kavuklu ve Pişekâr, ramazan gecelerini renklendiren meddah
kültürü, olmazsa olmazlardan Karagöz ve Hacivat.. Çığırtkanlar, ateşbazlar; topları-halkaları
havaya atıp tutan jonglörler.. Öte yandan pamuk helva satanlar, şerbetçiler,
macuncular, horoz şekeri satanlar, atlı karıncaya binen çocukların neşeli
gürültüleri.. Hepsi mazide kaldı artık.. Her ne kadar Feshane’de,
Sultanahmet’te
ve belli başlı yerlerde sembolik de olsa
bazı ramazan etkinlikleri düzenlense de, bu tip eğlencelerin gerçeğini görenler
için muhtemelen suretleri yine de kadük
kalıyordur..
Değişim, dönüşüm yaşamın olmazsa olmazı elbette; ama
işte bazı özel durumlarda insan ister istemez nostalji yaşamak isteyebiliyor.
Ramazan ayı da bu özel zamanlardan; bizim kültürümüzde sadece dinsel anlamda
değil, alışkanlıkları ve eğlenceleri ile de özel bir yeri olan ay..
Uzun oruçlu saatler için yeni nesil eglence: Puzzle |
Günümüzde İstanbul için örnek verecek olursak,
işten gelip yorgun argın iftarı yapmak, sonrasında Sultanahmet’e ramazan
eğlencesine katılmak pek de kolay değil. Her şeyden önce artık bu şehir çok
kalabalık! Dolayısıyla her ne kadar metro, metrobüs, deniz otobüsü gibi vasıta
çeşitliliği artmış olsa da, o vasıtaları kullanan sayısı da fazlasıyla arttığı
için bir yerden bir yere gitmek gerçekten de işkence.. Sırf bu nedenle, belki
hafta sonlarında çoluk çocuk ramazan eğlencesine katılmayı düşünenler çoğunluktadır..
Hele ki bu sene iş daha da karıştı. Ramazan ayı tam da en uzun gündüzlerin olduğu
zamana denk geldi. Akşam 21’e doğru iftar açılıyor. Peki bu uzun oruçlu
saatlerde ve iftar sonrasında ne yapmalı, nasıl vakit geçirmeli?
Eğer çalışıyorsanız ve aynı anda oruç da
tutuyorsanız, gerçekçi olmak gerekirse hafta içinde ramazana özel yapabileceğiniz pek
bir aktivite alternatifiniz yok. Size sadece kolaylıklar dileyebiliriz. Çalışmıyorsanız;
mesela okul tatilindeyseniz, emekliyseniz, ev hanımıysanız veya yıllık izniniz
ramazan ayına denk gelmişse, iftara kadar olan sürede uyumak ya da sosyal
medyada vakit öldürmek yerine kendinizi oyalayacak bir şeyler bulabilirsiniz.
Biz, uzun oruçlu saatleri dolu dolu geçirmeniz
için sizlere puzzle birleştirmeyi tavsiye ediyoruz.
Ramazan’da puzzle’ı özel kılan nedir?
Aranızda
puzzle bağımlıları varsa bilirler. Puzzle öyle bir uğraştır ki, bir başlayınca vaktin nasıl geçtiğini
anlayamazsınız. Başlarsınız, “parçaları
ayırayım, renkleri ayırayım, resmi
oluşturayım” derken bir de bakmışsınız saatler geçmiş. İftara kadar olan uzun süreyi geçirmek için alın size ideal
uğraşı. Hem yararlı, hem ucuz, hem de keyifli.
Geceler için de öyle.. İftardan sonra sahura
kadar uyumak istemeyenler için puzzle uğraşısı biçilmiş kaftan.
Esma-ül Hüsna-1000 parça |
Olayın diğer boyutu ise ramazanın aileyi bir
araya toplaması.. Ramazan demek, ailenin bütün bireylerinin aynı saatte sofraya
oturması demek. Herkesin aynı derecede
aç olması, herkesin aynı anda çorbayı
kaşıklaması; yani “birlik” duygusu.. Yazının
başında bahsettiğimiz gibi eskiden iftar sofrasından kalkılınca, ibadetler
sonrasında ailece eğlencelere gidilirmiş. Şimdi madem bu tip eğlencelere
katılmak pek mümkün değil; televizyon karşısında boş boş vakit geçirmek yerine bütün
aileyi aynı amaç etrafında toplayan bir puzzle ile uğraşmak sizce de hoş olmaz
mı? Bu konuda sizin yorumlarınızı da merakla bekliyoruz..
Güzel, huzurlu, barış ve sevgi dolu bir ramazan
geçirmeniz dileğiyle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder