Bulmaca çözmek, beyninizin genç kalmasına yardımcı olur.
Geçtiğimiz ağustos ayında Londra’nın hemen
güneyinde yer alan Selsdon Park Hotel’in konferans salonunda dışarıdan bakınca ciddi
bir sınav olarak algılanabilecek bir etkinlik vardı. Bir grup insan,
önlerindeki masaya sessizce eğilmiş, ellerinde kurşun kalemleri, gözetmenler
eşliğinde bir şeyler yazıyorlardı. Gerçekte bu bir sınav değil, 9. Dünya Sudoku
Şampiyonası’ydı ve içeride 180 kişi kazanmak için mücadele ediyordu.
İlk
“sürat” turunda yarışmacılardan 20 dakika içinde 10 tane sudoku çözmeleri
istendi. İçlerinden bir tanesi sürenin bitmesine 1 dakika kala bulmacaları
tamamladı.
Sudoku bulmacasını hızla çözmek, insanın genç kalmasına
yardımcı olur. Bahsettiğimiz yarışmanın Çinli şampiyonu sadece 14
yaşındaydı ve yarışmanın en genç
katılımcısı ise Güney Kore’li 10 yaşındaki Gareth Moore’du. Yarışmanın organizatörlerinden
biri şöyle söylemişti:
“
20’li yaşlarınızı geçtikten sonra, en iyi sudoku yıllarınız geride kalmış
demektir. Ama bu, geri kalan yaşlardaki insanların denemekten vazgeçeceği
anlamına gelmez.”
Bulmaca çözmek, beyin sağlığına
faydalıdır
Çeşitli bulmacaları çözmeye çalışmanın, uzun
vadede beyin sağlığına faydası olduğuna dair bazı kanıtlar var. Özellikle de
yaşlılıktaki alzheimer ve bunamadan korunma konusunda bulmaca çözmenin faydaları
yadsınamaz.
Kare bulmaca, bulmacaların en eskisi ve aynı zamanda en popüler olanlarından birisidir. Yapılan bir araştırmada, Amerika’da yaşayan
yetişkinlerin yaklaşık %15’inin kare bulmaca sevdiği ve bu kişilerin en az
yarısının haftada bir ya da iki bulmaca çözdüğü saptanmış. Aynı sudoku şampiyonasında
yarışmacıların hızına şaşırdığınız gibi, bulmaca ile ilgilenenlerin zihinsel
marifetlerini görünce de hayretler içinde kalabilirsiniz.
Bronx’da 488 yaşlı insan üzerinde yapılan çalışma
göstermiştir ki, kare bulmaca ile ilgilenenler, “ hızlı bellek düşüş başlangıcı”nı
2,54 yıl geciktirmişler. Düşünsenize, berrak bir bellekle yaşanacak iki ekstra
yıl önerilse, hangimiz mutlu olmazdık!
Amerikalı rahibeler ve emekli rahipler arasında
yapılan geniş bir çalışmada görülmüştür ki, çeşitli bilişsel aktivitelerle
ilgilenenlerde (bulmaca çözmenin yanı sıra gazete okumak, müzeleri ziyaret
etmek gibi aktiviteler) bu tür faaliyetleri nadiren gerçekleştirenlere oranla alzheimer
olma olasılığı %47 daha az oranda saptanmış.
Hastalıklar konusunda muhtemelen birçok faktör
etkilidir. Örneğin, neden ve sonucu ters de çevirebiliriz. Yani "bu insanlar
kare bulmacayı tamamlayabiliyor, çünkü demans-bunama hastalığından
etkilenmediler." dememiz de mümkündür. Bununla
birlikte akademisyenler, bu faktörleri doğrulama üzerinde sıkı çalışmalar
yürütüyorlar. Çalışmalardan birine göre, zihinsel ve fiziksel faaliyetlerde
bulunan orta yaşlı insanlar, hiç faaliyette bulunmayanlara göre demans
hastalığından daha az etkileniyorlar.
Başka bir çalışmaya göre de, kare bulmaca ve
diğer bulmaca çeşitleriyle başa çıkan beyin parçaları, bu tür hastalıkların sonuçlarından
en az etkilenen kısımlardır. Beyindeki bulmaca çözen kısımları diğerlerinden
ayırmak elbette zordur. Alzheimer Araştırma Derneği Yöneticisi Doug Brown,
egzersizden yeme içme alışkanlığına, hatta sigara içme durumuna kadar
demans-bunama hastalığına ait olasılıkların çok geniş bir yelpazede yer
aldığını söylüyor.
Bir başka araştırmaya göre ise, çözülecek yeni
problemler bulmanın, sadece bir çeşit zihinsel faaliyete güvenmeye nazaran
bunama konusunda beyne daha faydalı olduğu sonucu elde edilmiş. Tabii ki sadece
bu aktivitelerin hastalığa deva olduğunu düşünmek yanlış olur.
Bu nedenle zevk alıyorsak, bulmaca çözme
alışkanlığımızı sürdürmeliyiz, faydası zaten bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Beynimiz yeni aktivitelerden hoşlanıyor
Diğer bir araştırma da şöyle diyor:
Beyin, ister video oyunu olsun, isterse yeni bir
dil öğrenme olsun, yeni aktiviteler tarafından uyarılır. Bu da sosyal olarak
daha meşgul olan insanların, bunama hastalığından korunma konusunda, neden
diğer insanlara nazaran daha şanslı olduklarını anlamamıza yardımcı olabilir. Çünkü
onların beyni çok daha fazla meşgul!
Diğer bir çalışmada ise yaşlı insanların yeni
olaylardaki faaliyetleri veya yeni aktiviteleri ile bilişsel yetenekleri arasında bir bağlantı
bulunmuş. Ne kadar çok yeni aktivite ile ilgileniyorlarsa, bilişsel yetenekleri
de o kadar çok artıyormuş. Hatta yeni
olaylar, yaşamı da uzatıyormuş. Her ne kadar “fazla merak göz çıkarır” gibi
atasözlerimiz olsa da, uzun yaşamayla meraklı olmanın ilgisi olduğu da ortaya çıkmış.
Bir diğer araştırma da şöyle: Beyni yeni
yöntemlerle uyarmak, “bilişsel rezerv” inşa etmeye yardım ediyor. Bu, aynı
bilgisayarımıza hatırlatıcı notlar alarak verileri yedeklememiz gibi bir şey.
Bu yöntem sayesinde beyin, alzheimer veya bunamaya neden olan faktörlere karşı
kendini koruyabiliyormuş. Elbette ki bulmaca çözmek, insanları yaşlılık
etkilerinden koruyan tek faktör değil. Bilgisayar oyunu gibi insanı günün
stresinden uzaklaştıran bütün aktivite çeşitleri beyni uyarmaya yardımcı
oluyor.
‘Eski moda’ olarak nitelendirilen bulmacalar ve bilgisayar
oyunları
“Eski moda” tabir edilen bulmacalar, daha ‘soft’
eğlencelerdir. Çünkü çoğu bilgisayar oyununda “yüksek alarm” durumu söz
konusudur. Örneğin bilgisayar oyunlarında oyuncu ya kana susamış zombilerle
savaşmak veya üç tip şekeri, verilen
sürede eşleştirmek zorundadır. Çoğunlukla bu tarz oyunlar silah sesleri,
çığlıklar ya da acil durum müzikleri ile tamamlanırlar. Eğer oyuncunun dikkati
dağılırsa yenilgi kaçınılmazdır.
Buna karşılık, bir kare bulmaca veya sudoku veya
puzzle’ı çözmeye çalışırken, dilerseniz elinize bir bardak şarap alabilirsiniz
ve dinlediğiniz sakinleştirici klasik
müzik, sizin konsantrasyonunuzu bozmadığı gibi, aksine bulmacadan daha da keyif
almanızı sağlayabilir. Eğer zihniniz
bulmaca çözmeyi ertelemek istiyorsa, bunu rahatlıkla yapabilirsiniz. Mesela
başladığınız puzzle’a yaz tatilinde devam edebilirsiniz, ya da kare bulmacanıza
üç gün sonra kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Zira bulmaca bekleyebilir.
Nitekim, büyük bir puzzle’ı birleştirmek
günlerinizi, hatta aylarınızı alabilir. Hatta işin başlarında sadece birkaç
parçayı eşleştirmek için yarım saat uğraşmanız da gerekebilir. Her ekstra
parçayı yerleştirmek, küçük bir zaferi temsil eder. Küçük bir başarı, nihai
başarının ve memnuniyetin habercisidir.
Bulmaca çözmedeki sessiz tatmin ve puzzle endüstrisi örneği
Bir bulmacayı, sudokunu veya puzzle’ı tamamlama
yeteneğini, birçok bilgisayar oyunundan
veya hayatın kendisinden ayıran başka
bir özellik ise, her günün beraberinde yeni bir görev getirmesidir.
Birisi dünyanın sorunlarını çözemezken veya baskıcı yöneticisinin taleplerini
karşılamak durumundayken, bir diğeri ise günlük bulmacayı çözebilir. (neredeyse
her zaman ustalaşmak için başka bir seviye vardır)
İşte bu sessiz tatmin oluş, 1883 yılında bir aile
şirketi olarak kurulan Alman
Ravensburger’in, günümüzde bir
senede 1000’den fazla farklı kalıpta 19 milyon adet puzzle satıyor olmasını
açıklayabilir belki. Ravensburger’in İngiltere bölüm müdürü Tim Hall, puzzle
pazarının giderek büyüdüğünü ve iki
bölüme ayrıştığını söylüyor:
“ 2-6 yaş için başlangıç puzzle’ları ve
yetişkinler için çok daha karmaşık puzzle’lar…”
Sudokundan farklı olarak puzzle birleştirmek, başkalarıyla
ortaklaşa bir egzersiz de olabilir, aileler bir puzzle üzerinde birlikte
çalışabilirler.
Puzzle dünyası da teknolojik gelişmelerden payını alıyor!
Her ne kadar puzzle işi eskimeyen, evladiyelik
bir iş olarak görünse de, teknolojik gelişmelerden o da payını almış. Mesela
son yılların gözde trendlerinden biri, 3-D puzzle’lar. Eiffel kulesi gibi ünlü binalardan birinin veya Tank
Engine’deki Thomas gibi markalı karakterlerden birinin 3 boyutlu puzzle’ını tamamlayabilirsiniz.
Son zamanlardaki puzzle üretim tekniklerinde,
iki parçanın birbirine benzememesi için elde kesilmiş kalıplar kullanılıyor. (Herhangi bir zorlama gerektirmeden
sadece “doğru” parçaların birbirine uymasından emin olmak için.) Kaliteli
puzzle’larda daha kalın karton kullanılıyor; böylece parçalar kopmuyor,
çatlamıyor ve tamamlandığında pürüzsüz bir yüzey elde ediliyor.
Beynin
farklı parçalarına istinaden görsel-uzamsal beceriler gerektirdiğinden,
puzzle birleştirmek, zihin eğitimi
konusunda faydalı bir bulmaca çeşidi olarak karşımıza çıkıyor.
Yani sözün özü şudur ki, ancak bilenler bilir; bulmaca çözme keyfinin
tarifi pek de yoktur…
*(Sudoku,
oyunculardan verilen sayıları satır ve sütunlara yerleştirmesini isteyen bir
mantık bulmacasıdır.)
KAYNAK: http://www.economist.com/blogs/buttonwood/2014/12/brain-training