12 Şubat 2015 Perşembe

BULMACA KEYFİ tarif edilemez!

Bulmaca çözmek, beyninizin genç kalmasına yardımcı olur.

Geçtiğimiz ağustos ayında Londra’nın hemen güneyinde yer alan Selsdon Park Hotel’in konferans salonunda dışarıdan bakınca ciddi bir sınav olarak algılanabilecek bir etkinlik vardı. Bir grup insan, önlerindeki masaya sessizce eğilmiş, ellerinde kurşun kalemleri, gözetmenler eşliğinde bir şeyler yazıyorlardı. Gerçekte bu bir sınav değil, 9. Dünya Sudoku Şampiyonası’ydı ve içeride 180 kişi kazanmak için mücadele ediyordu.



 İlk “sürat” turunda yarışmacılardan 20 dakika içinde 10 tane sudoku çözmeleri istendi. İçlerinden bir tanesi sürenin bitmesine 1 dakika kala bulmacaları tamamladı.

Sudoku bulmacasını hızla çözmek, insanın genç kalmasına yardımcı olur.  Bahsettiğimiz  yarışmanın Çinli şampiyonu sadece 14 yaşındaydı  ve yarışmanın en genç katılımcısı ise Güney Kore’li 10 yaşındaki Gareth Moore’du. Yarışmanın organizatörlerinden biri şöyle söylemişti:

“ 20’li yaşlarınızı geçtikten sonra, en iyi sudoku yıllarınız geride kalmış demektir. Ama bu, geri kalan yaşlardaki insanların denemekten vazgeçeceği anlamına gelmez.

Bulmaca çözmek,  beyin sağlığına faydalıdır

Çeşitli bulmacaları çözmeye çalışmanın, uzun vadede beyin sağlığına faydası olduğuna dair bazı kanıtlar var. Özellikle de yaşlılıktaki alzheimer ve bunamadan korunma konusunda bulmaca çözmenin faydaları yadsınamaz.

Kare bulmaca, bulmacaların en eskisi ve aynı zamanda en popüler olanlarından birisidir. Yapılan bir araştırmada, Amerika’da yaşayan yetişkinlerin yaklaşık %15’inin kare bulmaca sevdiği ve bu kişilerin en az yarısının haftada bir ya da iki bulmaca çözdüğü saptanmış. Aynı sudoku şampiyonasında yarışmacıların hızına şaşırdığınız gibi, bulmaca ile ilgilenenlerin zihinsel marifetlerini görünce de hayretler içinde kalabilirsiniz.



Bronx’da 488 yaşlı insan üzerinde yapılan çalışma göstermiştir ki, kare bulmaca ile ilgilenenler, “ hızlı bellek düşüş başlangıcı”nı 2,54 yıl geciktirmişler. Düşünsenize, berrak bir bellekle yaşanacak iki ekstra yıl önerilse, hangimiz mutlu olmazdık!

Amerikalı rahibeler ve emekli rahipler arasında yapılan geniş bir çalışmada görülmüştür ki, çeşitli bilişsel aktivitelerle ilgilenenlerde (bulmaca çözmenin yanı sıra gazete okumak, müzeleri ziyaret etmek gibi aktiviteler) bu tür faaliyetleri nadiren gerçekleştirenlere oranla alzheimer olma olasılığı %47 daha az oranda saptanmış.

Hastalıklar konusunda muhtemelen birçok faktör etkilidir. Örneğin, neden ve sonucu ters de çevirebiliriz. Yani "bu insanlar kare bulmacayı tamamlayabiliyor, çünkü demans-bunama hastalığından etkilenmediler." dememiz de mümkündür. Bununla birlikte akademisyenler, bu faktörleri doğrulama üzerinde sıkı çalışmalar yürütüyorlar. Çalışmalardan birine göre, zihinsel ve fiziksel faaliyetlerde bulunan orta yaşlı insanlar, hiç faaliyette bulunmayanlara göre demans hastalığından daha az etkileniyorlar.

Başka bir çalışmaya göre de, kare bulmaca ve diğer bulmaca çeşitleriyle başa çıkan beyin parçaları, bu tür hastalıkların sonuçlarından en az etkilenen kısımlardır. Beyindeki bulmaca çözen kısımları diğerlerinden ayırmak elbette zordur. Alzheimer Araştırma Derneği Yöneticisi Doug Brown, egzersizden yeme içme alışkanlığına, hatta sigara içme durumuna kadar demans-bunama hastalığına ait olasılıkların çok geniş bir yelpazede yer aldığını söylüyor.

Bir başka araştırmaya göre ise, çözülecek yeni problemler bulmanın, sadece bir çeşit zihinsel faaliyete güvenmeye nazaran bunama konusunda beyne daha faydalı olduğu sonucu elde edilmiş. Tabii ki sadece bu aktivitelerin hastalığa deva olduğunu düşünmek yanlış olur.
Bu nedenle zevk alıyorsak, bulmaca çözme alışkanlığımızı sürdürmeliyiz, faydası zaten bir şekilde ortaya çıkacaktır.

Beynimiz yeni aktivitelerden hoşlanıyor

Diğer bir araştırma da şöyle diyor:
Beyin, ister video oyunu olsun, isterse yeni bir dil öğrenme olsun, yeni aktiviteler tarafından uyarılır. Bu da sosyal olarak daha meşgul olan insanların, bunama hastalığından korunma konusunda, neden diğer insanlara nazaran daha şanslı olduklarını anlamamıza yardımcı olabilir. Çünkü onların beyni çok daha fazla meşgul!

Diğer bir çalışmada ise yaşlı insanların yeni olaylardaki faaliyetleri veya yeni aktiviteleri ile  bilişsel yetenekleri arasında bir bağlantı bulunmuş. Ne kadar çok yeni aktivite ile ilgileniyorlarsa, bilişsel yetenekleri de o kadar çok artıyormuş.  Hatta yeni olaylar, yaşamı da uzatıyormuş. Her ne kadar “fazla merak göz çıkarır” gibi atasözlerimiz olsa da, uzun yaşamayla meraklı olmanın  ilgisi olduğu da ortaya çıkmış.


Bir diğer araştırma da şöyle: Beyni yeni yöntemlerle uyarmak, “bilişsel rezerv” inşa etmeye yardım ediyor. Bu, aynı bilgisayarımıza hatırlatıcı notlar alarak verileri yedeklememiz gibi bir şey. Bu yöntem sayesinde beyin, alzheimer veya bunamaya neden olan faktörlere karşı kendini koruyabiliyormuş. Elbette ki bulmaca çözmek, insanları yaşlılık etkilerinden koruyan tek faktör değil. Bilgisayar oyunu gibi insanı günün stresinden uzaklaştıran bütün aktivite çeşitleri beyni uyarmaya yardımcı oluyor.

‘Eski moda’  olarak  nitelendirilen bulmacalar ve bilgisayar oyunları

“Eski moda” tabir edilen bulmacalar, daha ‘soft’ eğlencelerdir. Çünkü çoğu bilgisayar oyununda “yüksek alarm” durumu söz konusudur. Örneğin bilgisayar oyunlarında oyuncu ya kana susamış zombilerle savaşmak veya üç tip şekeri, verilen sürede eşleştirmek zorundadır. Çoğunlukla bu tarz oyunlar silah sesleri, çığlıklar ya da acil durum müzikleri ile tamamlanırlar. Eğer oyuncunun dikkati dağılırsa yenilgi kaçınılmazdır.

Buna karşılık, bir kare bulmaca veya sudoku veya puzzle’ı çözmeye çalışırken, dilerseniz elinize bir bardak şarap alabilirsiniz ve dinlediğiniz sakinleştirici klasik müzik, sizin konsantrasyonunuzu bozmadığı gibi, aksine bulmacadan daha da keyif almanızı sağlayabilir. Eğer zihniniz bulmaca çözmeyi ertelemek istiyorsa, bunu rahatlıkla yapabilirsiniz. Mesela başladığınız puzzle’a yaz tatilinde devam edebilirsiniz, ya da kare bulmacanıza üç gün sonra kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Zira bulmaca bekleyebilir.

Nitekim, büyük bir puzzle’ı birleştirmek günlerinizi, hatta aylarınızı alabilir. Hatta işin başlarında sadece birkaç parçayı eşleştirmek için yarım saat uğraşmanız da gerekebilir. Her ekstra parçayı yerleştirmek, küçük bir zaferi temsil eder. Küçük bir başarı, nihai başarının ve memnuniyetin habercisidir.

Bulmaca çözmedeki sessiz tatmin ve puzzle endüstrisi örneği

Bir bulmacayı, sudokunu veya puzzle’ı tamamlama yeteneğini, birçok bilgisayar oyunundan  veya hayatın kendisinden ayıran başka  bir özellik ise, her günün beraberinde yeni bir görev getirmesidir. Birisi dünyanın sorunlarını çözemezken veya baskıcı yöneticisinin taleplerini karşılamak durumundayken, bir diğeri ise günlük bulmacayı çözebilir. (neredeyse her zaman ustalaşmak için başka bir seviye vardır)

Life, 24.000 parça puzzle

İşte bu sessiz tatmin oluş, 1883 yılında bir aile şirketi olarak kurulan Alman  Ravensburger’in,  günümüzde bir senede 1000’den fazla farklı kalıpta 19 milyon adet puzzle satıyor olmasını açıklayabilir belki. Ravensburger’in İngiltere bölüm müdürü Tim Hall, puzzle pazarının giderek büyüdüğünü ve iki bölüme ayrıştığını söylüyor:

“ 2-6 yaş için başlangıç puzzle’ları ve yetişkinler için çok daha karmaşık puzzle’lar…”

Sudokundan farklı olarak puzzle birleştirmek, başkalarıyla ortaklaşa bir egzersiz de olabilir, aileler bir puzzle üzerinde birlikte çalışabilirler.

Puzzle dünyası da teknolojik gelişmelerden payını alıyor!

Her ne kadar puzzle işi eskimeyen, evladiyelik bir iş olarak görünse de, teknolojik gelişmelerden o da payını almış. Mesela son yılların gözde trendlerinden biri, 3-D puzzle’lar. Eiffel kulesi gibi ünlü binalardan birinin veya Tank Engine’deki Thomas gibi markalı karakterlerden birinin 3 boyutlu puzzle’ını tamamlayabilirsiniz.  

Son zamanlardaki puzzle üretim tekniklerinde, iki parçanın birbirine benzememesi için elde kesilmiş kalıplar kullanılıyor. (Herhangi bir zorlama gerektirmeden sadece “doğru” parçaların birbirine uymasından emin olmak için.) Kaliteli puzzle’larda daha kalın karton kullanılıyor; böylece parçalar kopmuyor, çatlamıyor ve tamamlandığında pürüzsüz bir yüzey elde ediliyor.

Beynin  farklı parçalarına istinaden görsel-uzamsal beceriler gerektirdiğinden, puzzle birleştirmek, zihin eğitimi  konusunda faydalı bir bulmaca çeşidi olarak karşımıza çıkıyor.

Yani sözün özü şudur ki,  ancak bilenler bilir; bulmaca çözme keyfinin tarifi pek de yoktur…

*(Sudoku, oyunculardan verilen sayıları satır ve sütunlara yerleştirmesini isteyen bir mantık bulmacasıdır.)

KAYNAK:  http://www.economist.com/blogs/buttonwood/2014/12/brain-training


2 yorum:

  1. Haklısınız, bulmaca çözme keyfinin tarifi mümkün değil. 6 yaşındaki kızım günlük gazetedeki sudoku ve kelime yerleştirme bulmacalarını çözmeden uyumaz. Hafta sonları da en büyük keyfimiz anne-kız birlikte puzzle yapmaktır :) Bulmaca bir yaşam şeklidir diye düşünüyorum. Herkes bu sabrı gösteremez ama bulmaca tutkunları için de hayatın vazgeçilmezidir. Çok güzel bir yazı gerçekten, teşekkürler paylaşımınız için :) Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kızınızı ve elbette ki sizi yürekten tebrik ediyoruz Çiğdem Hanım. Ne demişler, ağaç yaş iken eğilir, anneler en iyisi bilir :)
      Teşekkürler bu güzel yorum için, sevgiler ...

      Sil