1: Tek seferde tek adım
Puzzle konusunda deneyimi olanlar bilir. Yeni bir puzzle’a başlarken yapabileceğiniz
çok şey vardır. Birçok seçenek, birçok boş alan ve bu boşlukları dolduracak bir
sürü puzzle parçası durur önünüzde. Tıpkı yaşamın kendisi gibi. Bir
farkındalık anında pek çok seçeneğiniz, pek çok fırsatınız ve sizi çağıran pek
çok “parça” yok mudur?
Bu fırsatların birinden
diğerine, konudan konuya atlamak hep cezbedicidir. Bir o parçayı bir bu parçayı denemek,
sanıldığı kadar kötü bir şey değildir. Aksine bu bocalama anları, yeni olasılıkları keşfetmek ve pratik
kazanmak açısından hem eğlenceli, hem de
faydalıdır. Öte yandan, bütün bu olasılıkları
değerlendirmek, insanda sanki o puzzle’ın üstesinden gelemeyeceği hissiyatı da
oluşturur.
Peki nasıl ilerleyeceksiniz?
Tek seferde tek adımla!
Kaç tane olasılık ve fırsat olursa olsun, bir sonraki aşamada
yapacağınız şey, sadece bir adım atmak olacaktır! Unutmamanız gereken şudur ki, ilerlemek için
bir sonraki adımı seçmek zorundasınız.
Yaşamınızdaki “farkındalık”
yolculuğunuz da bir sonraki adımı seçmek zorunda olduğunuz puzzle’lara
benzemez mi?
Yani, o seçtiğiniz adımla başlayın… Tam önünüzde duran o doğru
adımla…
Bu adımı attığınızda karşılığını bulacaksınız…
2: “Doğru” hamle nedir?
Sadece bir tek parçanın puzzle’ın büyük bir bölümünün önünü açabilmesi ne kadar
enteresan değil mi? O tek parça, en azından
bir sonraki parçanın şekli hakkında size fikir verecektir. Attığınız
her yeni adımda bir sonraki hamleyi seçmek, hem çok daha kolay olacak ve hem de önünüzdeki puzzle gözünüzde
daha fazla netlik kazanacaktır.
Yine yaşam gibi!
Bazen önünüzde bütün
açıklığıyla duran doğru hamle karşısında
hareketsiz kalabilirsiniz. Hatta o adımı atmaktan gözünüz de korkabilir.
Bütün seçeneklere ve olasılıklara baktığınızda kararsızlık yaşayabilir ve hangi
seçimin “doğru” adım olduğunu bir türlü belirleyemeyebilirsiniz.
Peki ya, bir sonraki
“doğru” adım gerçekten de yoksa?
Yerine koymak için bir
sonraki doğru puzzle parçası var mı acaba?
Ya birinci balerinin sol ayak ucuna gelmesi gereken parçayı, ikinci balerinin sağ ayağına daha uygun “doğru” parçaymış gibi algılarsanız? Tabii ki öyle olmaz. Her iki durumda da bir sonraki adımı atacak ve önünde sonunda puzzle’daki balerinleri tamamlayacaksınız.
Ya birinci balerinin sol ayak ucuna gelmesi gereken parçayı, ikinci balerinin sağ ayağına daha uygun “doğru” parçaymış gibi algılarsanız? Tabii ki öyle olmaz. Her iki durumda da bir sonraki adımı atacak ve önünde sonunda puzzle’daki balerinleri tamamlayacaksınız.
Kendi farkındalık yolunuz için de aynı şeyler geçerlidir.
Doğruyu ve yanlışı yakalamak istiyorsanız, sizi yolunuzdan saptıracak durumlara
direnç gösterin!
Önünüzde duran adımı atın ve bir sonraki adımın kendi doğallığında gelmesine izin verin.
3: Bir parçaya takılıp kalmayın!
Ayırma işlemi puzzle’ın bize öğrettiği önemli derslerden
biridir. Düşünsenize, hiç
ayırmadan, sadece puzzle’daki bir boşluğa bakarak parçaları yerleştirmek ne
kadar kolay olurdu! Eğer renkler çok belirginse ve puzzle parçalarının şekilleri benzersizse bu durum gerçekten mümkün olabilir. Dolayısıyla
bir puzzle parçasına bakar, bakar, bakarsınız ve o parçayı ait olduğu yere yerleştirirsiniz.
Parçanın yerini bulamazsanız kaç kere baktığınızın önemi yok nasılsa!
Kimi zaman aradığınız parçanın yere düştüğünü varsayarak,
kendinizi dizlerinizin üzerine çökmüş bir şekilde yerde parça ararken bulursanız
hiç şaşırmayın!
Ama yok, o parça düşmedi aslında, siz bulamadınız!
Ama yok, o parça düşmedi aslında, siz bulamadınız!
Puzzle parçalarına dört ya da beş kez baktıktan sonra, o
aradığınız parçanın ayan beyan orada durduğunu fark edene kadar biraz zaman geçebilir, fakat bulunca kendinizi çok iyi
hissedersiniz.
Evet, ne dediğinizi duyar gibiyiz. Haklısınız… Elbette ki üzerinde çalıştığınız bölümü tamamlayacak olan
son parçayı yerine yerleştirmek, sizde büyük bir tatmin duygusu oluşturacaktır.
Ama eğer o parça size hala görünmediyse, başka bir parçaya
geçmenin tam da vaktidir. Kayıp parçaya takılıp kalmak, o noktada çıkmaza
girmek işin kolayına kaçmaktır, tıpkı yaşamınızdaki
kayıp parça konusuna saplanıp kalmanız gibi…
“Eğer bulabilseydim… acayip tatmin olurdum”
“Eğer o parça olsaydı… mutlu olurdum”
“Sadece anlasaydım… Huzur içinde olurdum!”
“O aptal parçayı bulabilseydim…Ben…”
………
Bırakın olmasın, sıradaki parçaya geçin!
Her şey için doğru bir zamanlama olduğuna inanmalısınız. Bu,
kayıp parçayı ve huzuru bulma konusu için de geçerlidir!
4: Aradığınız kayıp parça orada… Gerçekten!
Nihayet o aradığınız parçanın kaybolmasına izin verdiniz! Açık açık göründüğü halde bulamadığınız için adeta sizinle sanki
dalga geçmesine aldırmadınız hem de!
Ama gerçekten o
parçanın yokluğunu kabul edecek misiniz? O yerine koyamadığınız, hayatınızda yer kaplayan parçadan gerçekten vaz mı geçeceksiniz yani?
Ya da… Gizlice o
parçanın kaybolduğuna ve asla bulunamayacağına mı inandırdınız kendinizi?
Eğer bunu yaptıysanız
itiraf edin, hatta ellerinizi kaldırın hadi ama… Biz her iki elimizi de havaya
kaldırdık şu anda...
Eğer daha önceden yaptığınız bir puzzle
üzerinde ikinci kez çalışıyorsanız veya ikinci el bir puzzle’sa uğraştığınız,
kuşkusuz bu küçük "kandırmacayı" haklı
çıkarmak daha kolay olacaktır.
Ama eğer kutusundan yeni çıkardığınız iyi marka puzzle’dan bahsediyorsak, kayıp parça olduğunu varsaymak biraz daha zorlaşacaktır.
Ama eğer kutusundan yeni çıkardığınız iyi marka puzzle’dan bahsediyorsak, kayıp parça olduğunu varsaymak biraz daha zorlaşacaktır.
Haydi birlikte itiraf edelim: Puzzle birleştirdiğimiz uzun yıllar boyunca o
çok aradığımız parçanın kayıp olduğuna inanmayı gerçekten de çok isterdik öyle
değil mi!
Oysa bir ya da iki kez gerçekten de kaybolmuş parça ile karşılaştık. “Kayıp” dediğimiz parça tam da gözümüzün önünde duruyordu yalan mı! Sadece onu görmeye henüz hazır değildik!!
Oysa bir ya da iki kez gerçekten de kaybolmuş parça ile karşılaştık. “Kayıp” dediğimiz parça tam da gözümüzün önünde duruyordu yalan mı! Sadece onu görmeye henüz hazır değildik!!
Aradan biraz zaman geçince, kimi zaman ertesi
gün… "İşte orada duruyor" diyerek sevinmedik mi! O kayıp parça… Şüphesiz ki biz görmediğimiz zaman
birisi o parçayı saklamış olmalıydı...
Hayat da böyledir…
O “gerçekten de bariz” olan kayıp parçalar bize
mütemadiyen güzelliği gösterirler. Ama
genellikle onları aramayı bıraktığımız zamanlarda!
Belki de anlaşılması kolay gibi gelen kavramlar
veya yapması kolay gelen eylemler ya da söylenmesi kolay gelen sözcükler gibi.
Ama ne olursa olsun, o kavramları anlamanın bir
yolu olmadığını düşünseniz de, yapamayacağınızı hissetseniz de o eylemi yapın,
o sözcükleri söylemekten çekinmeyin!
Belki o kayıp parçayı görmeye ve hayatınızdaki boşluğu
doldurmaya hazır olmayabilirsiniz. Aramaya ara verdiğinizde ve hatta
aramaktan vazgeçtiğinizde o kayıp parça kendini zaten gösterecektir!
5: Görünen
aldatıcı olabilir!
Puzzle
parçalarının nasıl kesildiğini hiç merak ettiniz mi? Sizce rastgele mi
kesiliyor parçalar, yoksa işin içinde olayı daha da zorlaştırmak isteyen cin
fikirli puzzle tasarımcılarının şakaları mı var?
Neden
bahsettiğimizi mutlaka anladınız. Mesela
yukarıdaki resimde soldaki balerinin ayakucundaki açık sarı olması gereken
parçayı aradığınızı düşünün. Muhtemelen bütün açık sarı parçalar arasında
bir türlü sizin boşluğa uyanını bulamazsınız.
Bu
durumda gönülsüzce yukarıdaki talimatları takip ederek “kayıp” parçayı bulmayı
deneyin, bulamazsanız da, ona çok da bağımlı kalmadan ilerleyin!
O
aradığınız “açık sarı” parçayı bulduktan sonra tahmin edin ne olacak?
O
aradığınız parça meğer açık sarı değilmiş! O açık renk zeminin üzerinde
adeta kahverengi gibi koyu bir gölgeymiş! Ne tesadüf!
Hayat da
böyledir. Algıladıklarımızla keyiflenmemize pek izin vermez. Tam da bir
şeylerin neye benzeyeceğini bildiğimizi düşündüğümüz zamanlara dikkat edin,
çoğunlukla bir pürüz çıkmaz mı böylesi anlarda?
O zemine
şöyle bir bakıp tamamının açık sarı olduğunu kabul etmek işin kolay
tarafı. Tıpkı yaşamımızdaki
birisi veya bir şeylere bakıp renginin"açık sarı"olduğunu kabul
etmemiz gibi… Ya da anlamının…
Gözleriniz
tamamen açıkken daha yakından baktığınızda, nüansları ve incelikleri görmeye
başlarsınız. Bir süre sonra, düşündüğünüz şeyin ya da görmek istediğiniz şeyin
değil, gerçekte olan şeyin mutlaka ortaya çıktığına tanık olursunuz.
Bir
puzzle’a yaklaştığınızda ön yargılardan uzak, açık fikirli ve hevesli bir tutum
sergileyin.
Böyle yapmak,
dünyayı zinde gözlerle ve açık fikirle algılamanıza olanak sağlar.
Bunu yaparken de açık
sarı zeminin üzerindeki kahverengi noktaya dikkat etmeyi ihmal etmeyin!
6: Zorlamak işe yaramaz!
“Çok benzer” olduğunu düşünerek, bir parçayı ait olmadığı bir boşluğa sığdırmaya uğraşmadınız mı hiç!
"Belli ki yine o hınzır puzzle tasarımcıları neredeyse birbirinin aynı parçalar kesmişler!" diye düşündünüz muhtemelen. Aynı şekil, aynı renk, her şey
aynı…
Hayatın “hemen hemen ama tamamen değil” anları yok
mudur! Tam da bu noktada Einstein’in delilik
tanımı akıllara geliyor, bilirsiniz:
“Aynı
şeyi defalarca ve defalarca kez aynı şekilde yapıp farklı sonuçlar beklemek.” demiş.
Einstein bu sözü söylemeden önce kim bilir kaç
kere inanılmaz karışık kuantum denklemlerini çözmek için hep aynı varsayımları
kullanmış ve sonunda delirmeye başladığının farkına varmıştır? ( Einstein’in da
aynı bizim gibi biraz insan olduğunu düşünmek, anlık da olsa güzel!)
Tamamen uygun olmayan parçayı zorlamanın hiçbir
faydası olmaz! Sadece çevresindeki diğer parçaları berbat edeceği için değil,
ait olduğu “gerçek” boşluğa koymak için ihtiyacınız olduğunda, o parçayı tekrar bulmak zorunda olduğunuz
için de!
Evet, bu
durumda sakince derin nefes alıp
kaldığınız yerden devam etmek en iyi seçenek!
Hayat da böyle... Haydi deliliklerimizi minimize
edelim. Eğer bir şey birincide, ikincide ve üçüncüde sizin için faydalı
olamıyorsa, onu atın. Başka bir şey denemenin tam da zamanıdır.
7: Giderek kolaylaşır:
Öncelikle puzzle’ın çerçevesini birleştirmekten kimler
hoşlanıyor? Evet, bütün kenar parçalarını bulup çerçeveyi oluşturmak oldukça
eğlencelidir. Çerçeveyi tamamladığınızda, puzzle’daki
birinci önemli aşamayı geçtiğiniz için gerçek bir başarı duygusu da
hissedersiniz. Ama sonrası… Hadi dürüst
olalım, bir süre için sonrası pek de eğlenceli olmayabilir.
Aslında başlangıç birazcık sinir bozucu bile gelebilir. Özellikle de elinizdeki, büyük bir kısmı aynı renk gibi gözüken zor
bir puzzle’sa!
Bilirsiniz, bazen yeni bir hayat dersi öğrenmek
için yaşanılan süreç son derece moral bozucu olabilir. Vazgeçmeyi düşündüğünüz
zamanlar da olabilir. Hatta bazı zamanlar söylenebilirsiniz de. “Çok benzer” olduğunu düşündüğünüz bir boşluğa o gıcık parçayı zorlayarak yerleştirmeye çalıştığınız
zamanlar da olabilir. (yukarıya bakınız)
Ama ilerledikçe bilin bakalım ne olur? Evet, “ Gittikçe kolaylaşır.” diyenler doğru
söylüyor. Bu çıkarım hem bir puzzle dersi, hem de hayat dersidir! İlerledikçe
yerleştireceğiniz parça sayısı da boşluklar da azalır ve dolayısıyla
olasılıklar çok daha belirgin hale gelir.
Belki başlangıçta beş, altı ya da on deneme
sonrasında parçayı doğru yere koyarsınız. Ama sonlara doğru geldiğinizde her
parçayı bir ya da iki denemede yerleştirdiğinizi görürsünüz.
Son parçayı yerine koyana kadar gittikçe daha da
kolaylaşır puzzle’ınız. Bir boşluk, bir puzzle parçası, bir boşluk bir puzzle parçası...
Ve “farkındalık” yolculuğunuzda bariz bir adım atmış
olursunuz!
Sonrası mı, elbette çocuk oyuncağı!
8: Attığınız adımları kutlayın:
Kutlama her zaman önemlidir. İster bir puzzle
olsun, isterse bir farkındalık yolculuğu olsun. Yol boyunca her küçük adımı
onaylamalı ve kendimizi tebrik etmeliyiz.
Özellikle de puzzle’ınızın ve de yolculuğunuzun başlangıcında
kutlamalarınız daha önemlidir. Yerine koyduğunuz her
parça için mutlu olmayı bilin. Farkındalığınızın artmasına yardımcı olan
her anlayış ve her küçük yeni fikri bile kutlayın.
En küçük zaferleri bile kutlamayı bilmeli insan…
Bir tek parçanın yerini bulduğunuz için
memnuniyet hissedin.
Yolunuz boyunca ilerlediğiniz her bir adımı
onurlandırın.
Yerleştirdiğiniz her bir puzzle parçası ve yolculuğunuzdaki
her bir adım, sizi bütüne yaklaştıracaktır.
Unutmayın, bütün o yerleştirdiğiniz parçalar, hem çözmeye
çalıştığınız puzzle’ı ve hem de sizin özünüzü tamamlar.
Başlangıçta nasıl tamamlayacağınızı bilemediğiniz
bütün o parçalar gördüğünüz gibi sonunda yerlerine yerleşti.
Her bir parçanın ve her bir adımın sizi gerçeğe
yaklaştırdığını bilerek, her bir adımı kutlamalısınız...
Bir puzzle’dan farklı dersler çıkardıysanız, lütfen aşağıya bir yorum da siz bırakın.
KAYNAK:
http://consciouslifenews.com/8-awakening-lessons-jigsaw-puzzle/1178912/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder