20 Temmuz 2015 Pazartesi

Bir metafor olarak “bulmaca ve puzzle”


Bazı karmaşık durumlarla karşılaştığımızda “bulmaca gibi" deriz veya bazı insanları “bulmaca çözer” gibi anlamaya çalışırız. Bulmaca  belirsiz bir durumdur; öyle ki karşılaştığımızda önce ne yapacağımızı şaşırırız, hatta  geçip karşısına bir süre baktığımız da olur. Aslında yaşamın kendisi de büyük bir bulmaca değil midir, hatta klişe de olsa "yaşam, çok parçalı bir puzzle'dır" desek daha doğru olmaz mı?  Bu puzzle’ın parçalarını her birimiz değişik yollardan bir araya getirmiyor muyuz, daha doğrusu parçaları nasıl bir araya getirdiğimize göre yaşam tarzlarımız oluşmuyor mu?

Belirsizlikleri açıklamanın en kolay ve en eski yollarından biridirbulmaca gibi”  metaforunu kullanmak; çünkü önemlidir bu sözcük. Antik hikayelerin kahramanlarını düşünün, bir bilmeceyi/bulmacayı çözmeden yollarına devam edemezlerdi genellikle. Dolayısıyla, puzzle parçalarını bir araya getirirken, genel olarak bulmacaların hayatınızdaki yerini de gözünüzün önüne getirebilirsiniz. Mesela puzzle parçaları; kartondan değişik formlarda kesilen, değişik renklerde ve şekillerde olan bu parçaların kendileri zaten başlı başına metafor değil midir?

Bir puzzle’a başladığınızı düşünün.  Parçalar karmakarışıktır, umutsuz bir durum gibidir bu dağınıklık ilk zamanlarda. Fakat bu kaosun içinde sizin için kolaylık olan iyi şeyler bulursunuz. Mesela puzzle kutusunun üzerindeki resim; bilirsiniz ki parçalar birleşince o resim çıkacaktır ortaya. Bulmacanın cevabı bellidir aslında… 


Dogs Salon, Iva Hüttnerova (1000 parça puzzle)


 Bilirsiniz ki mavi parçaları ayırıp birleştirdiğinizde odanın tavanı ortaya çıkacak, açık kahverengiler kapı olacak, siyahlarınsa ne  olacağı besbelli…  Sonuçta köpek dostlarımızın bakımı yapılan bir salon çıkacak ortaya!
 Hayatımızda da benzer durumlar olmaz mı? Olayların kontrolümüzden çıktığını hissettiğimiz zamanlarda, aslında puzzle’ın  parçalarını birleştirmeye uğraşmıyor muyuzdur?
Hayallerimiz, inançlarımız, teorilerimiz puzzle kutusunun üzerindeki resimdir dersek eğer, hayatımızın parçalarını bu resimdeki rüyayı gerçekleştirmek için birleştirmeye uğraştığımız sonucu ile yüzleşmez miyiz?




Puzzle’ı birleştirirken çözümden geriye doğru gideriz. Yani beklentilerimizden geriye doğru adım adım  bilinçli hamleler yaparız. Bakıldığında çözümden geriye doğru gelmek, akla pek de yatmaz. Zaten gerçek hayatta da puzzle’ın somutlaşan metaforu olarak bizler, mantıklı hareket de etmeyiz çoğunlukla! Öyle değil midir?



Bir puzzle’da dikkate almamız gereken başka bir durum daha vardır. Bilirsiniz, puzzle’ın en dışındaki parçaların bir yanları düzdür, dolayısıyla kenar parçalarını diğerlerinden kolaylıkla ayırabiliriz.



Peki  gerçek hayatta bu duruma karşılık gelen bir metafor var mıdır? Olabilir, kavramsal sınırlarımızı bir puzzle’ın kenarındaki düz parçalara benzetebiliriz!  Yani çeşitli durumları kendi sınırlarımıza kadar anlayabiliriz, o sınırlar da puzzle’ın kenar parçalarıdır...



Böylece kenarlardan içeriye doğru puzzle üzerinde çalışmaya başlarız. Yaşamımızda da  puzzle’da olduğu gibi  dış çizgiler belirmeye başlar, ona uygun parçaları aramaya koyuluruz. Bu bağlamda çalışırken de boşlukları doldurmaya gayret ederiz.




Yanlış anlaşılmasın, iş hayatındaki “mantıklı problem çözme” tekniklerinden farklı bir durumdur bu anlattığımız. Biz genellikle “meselenin özüne” inmeyi ve  “daha önce bildiklerimiz”den yola çıkmayı tercih ederiz.  Bu da puzzle’daki aynı renk gruplarını , yani açık açık birbirlerine ait görünen grupları ayırmaya benzer.



 Beyaz renkli şirin dostlarımızın suretlerini oluşturmak için onları bir araya getirir kenara koyarız.  Puzzle’ın diğer parçaları hazır olduğunda, bu beyaz renkli parçalar da “alt montajları” hazır halde birbirlerine “eklenmeyi” beklerler. Öte yandan asıl eylem, azar azar kenarlardan içeriye doğru süregelmektedir. Yani puzzle birleştirme sürecinin başlarındayken, etrafta birçok parça yatar amaçsızca… Asıl mesele onları  önce kategorize edip, sonra tekrar bir araya getirmektedir… Tıpkı yaşamın kendisi gibi…




kaynak: https://www.questia.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder